27 Temmuz 2009 Pazartesi

Karmaşa...


Gitmeyi özlediğin an durmaman,ardına hiç bakmadan gitmen gerekir.geride acaba,nasıl,neden diyeceğin,özleyeceğin,yanında isteyeceğin,olmazsa olmazların olmayacak.
kendi kendine,ayrı bir evren olmalısın. mutlu olman için bu gerekli.insanlar sana, her şeye''bunun ne yararı var'' diye bakmayı öğretirler.sana yararı olmayan şeyler yok olmalıdır.onların,yaşamıyorlar da olsa,var olma hakları yoktur.sapına kadar bencil,dibine kadar batık,olabildiğine doyumsuzsundur.''her şey'' olmak isterken, ''hiç bir şey'' de iyi olamayıp,istediğini yapamadan,düzenin getirdiği bir yaşam şekline ayak uydurmak zorunda bırakılırsın.doyumsuzluğundur bunun nedeni, açlık,görgüsüzlük.bir hayat yetmez sana.hayatının farklı anlarında,farklıları oynamak iyidir hep.düşünmeyi severdin eskiden.yemekten,uyumaktan çok...sorgulamak,boyun eğmemekti hayatın anlamı.kendine bir neden ararken,tutunduğun,elinden tutan dal bu oldu.beklentilerini,isteklerini,özlemlerini,arzularını,aşklarını,nefesini~ sen çizdin.
içinde büyüttün,bitti.beyninde nasıl başladıysa,öyle sonlanırdı eskiden.olanlar,yaşananlar bayağıydı,sıradan...olabilecekleri bilirdin.şartlar sabir olduğundan,kolaydı bu.düşüneyim,düşüne düşüne öleyim,kafamı da yesem düşüneyim,başka bir şey yemektense...diyen sen; gün gelip zaman denen o şeyin,şartları değiştirebileceğini düşünmedin.oysa sen,kendini her şeyi bilen,gören,düşünen olarak tanımladın.bilmediğin şey yoktu.ne ki bu? derdin.yetenek mi?zeka mı?yok.empatiydi bu.istediğin an,doyumsuzluğunu doyurmak için oynadığın oyun:istediğin olmak.istediğin kişi.istediğin hayvan.istediğin taş.istediğin ağaç.yaşadığın anlar malzemendi.
benzetirdin,yazardın,görürdün-hissederdin.
geçip giden zaman umrunda değildi.nasıl olsa bitecek bir gün derdin.saymak,hesap işleri,sana göre değildi.hayalleri severdin ama,somutluğa bağlıydın.hayatın boyunca bunlardan kaçtın,somutluktan kurtulmaya çabaladın.senden beklenense bambaşkaydı.çelişkiler içinde yüzdün hep.kaçabildiğin anlar,yaşadığını hissettiğin anlardı.düzeni sevmezdin.onların hayatları,sana itici gelirdi.maddeden kaçan sen,maddeciliğe itiliyordun.egon pek iyi sayılmazdı.yenilirdi.savaşırdın,düşünürdün,bıkardın.tercihler...buna önem verirdin.sana göre,çoğu insana göre olduğu gibi -hayat tercihlerden ibaretti,kader uydurma.kader,yanlış yapanların avuntularıydı.kılıf bulmaktı.her şeyi sorgulanamaz yapandı.sorgulamayan,ithal,etiketli ürünler olmuştuk.değerler yitmiş,güvensizlik;beraberinde huzursuzluğu getirmişti.hastalıklı ruhlar,terkedilmiş şehirlerde körebe oynarken,olasılıklara adadığım hayatım-ya tutarsa-demeye mecbur bırakıldığım,sonu belli,başı sıradan oyunlara dalmışken,karanlığın içinden bir ışık gözlerimi alıyor.savunma mekanizmam,bu ışık senden geliyor olsa dahi onu itti.düzene-karanlığa uymayan aydınlık,küçük,uzak ve göz alıcıydı.göz alıcılığı karanlığın onu yutmasına engel olamadı.ışığım satılıktı,ben yeşerirken satıldı.yeşeremeden.ışıksızlık,kirli sular,lanet yağdıran bakışlar...büyüdüğün ortam buysa,herkes sahip olduğu sandıklarıyla mutlu olabiliyorsa ve sen benliğini dahi sattıysan neyin anlamı vardı?
benim umudum var!diye bağıran o küçük kızın ruhu satılmıştı.ruhsuz umut.
ruhsuz gözler.
kendine benzememek.fallarda umut...tükenmişlik...acınası haller...yanağının durduk yere erozyona uğraması...bitti dediğinde,yeniden başlamak yerine,seni durduran bunlar olmamalıydı.nasır tutmuş,yontulmuş hayaller,seninkiler olmamalıydı.acının hakim olduğu dünyada acıyı seven*insanlar yetişiyordu.kirlenmek,kirletmek meziyetken; baş kaldırmak,masumiyeti özlemek eziyetti.nefes almaktan yorulan ciğerler,atılan bombaların tozunu dumanını da yeyince,sahibine isyan eder,sahip; yılgın,bitkin bakışlarıyla umudu ezerdi.dünya yaşanmaz olsa da,yaşanmak için vardı.oysa çoğunluk,neyin ne için olduğundan çok,ne getirdiğine baktı.bu yüzden gerçeklerden uzaklaştı.cazip gelen doğru, doğrular pasif,doğrular itilen oldu.
itilmiş,bıkmış,umutlu insanlar topluluğu.gelecek vaad eden insan modelinin kabul edilebilir tek yönü umuduydu.sürekli artan bir ivmeyle o da sömürülüyordu ama,çare yokken ak-kara bakılmazdı.psikolojik savaşlar başarıyla sonuçlanmış,insanlar fareler egomanyasında,hayvandan farksız,kemirgen haldeydiler...ellerde,gözlerde kan,dillerde susamışlık,yalan,beyinde çıkar,kalplerde anahtarı dipsiz kuyuda kilitler...nereye gittiğini bilmeyen,yürüyen ,cesareti alınmış et+kemik yığınları.Karmaşa . . .

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder