17 Eylül 2009 Perşembe

.

türev çalışıyordum.nadiren ders çalışma isteği uyanıyor içimde son günlerde.
kaptırdım diyordum tam,bi ses geldi,aşağıdan,bahçeden.
çocuk sesi,ağlıyor.
ne oluyor diye pencereden baktım, bi grup çocuk genelde otomobillerin etrafında saklambaç vb. oyunlar oynarlardı.yine oyun oynarlarken,buna bişey yapmışlar herhalde.
öyle bi ağlıyor ki,gören de savaş alanında tek başına kalmış gelip geçen kurşunları izliyor sanar.
vıykırmak*diye bi tabir vardır.öyle işte:) vıykırıyor.çıldırtan cinsten.
sus be çocuk! demek istiyorum.
a-salak,pencereyi kapasana diyor iç ses.
neden sonra,ağlayan çocuğun etrafındaki çocuklar tabir-i caizse mal mal,donuk bi şekilde izledikten sonra, çocuktan canlı bombadan kaçarcasına uzaklaşıyorlar.
5saniye geçmeden çocuk susuyor,ardından hiçbir şey olmamış gibi oyun oynamaya devam ediyorlar.
çocukları seviyorum da,anlamıyorum bazen.
nasıl bu kadar hızlı ruh hallerini değiştirebiliyorlar:s
bi şarkı,bi mekan,bi ses... yardımcı olabilir ruh halimi değiştirmeye- ama hiçbir şey değişmeden pat diye zırıl zırıl zırlayan çocuğun normal moda dönmesi bunlarda var bi ilahi güç* yorumunu yapmama sebep oluyor.
masadan bi kere kalktım ya, geri oturup ders çalışamam.
müzik dinleyeyim,diyorum.
içim rahat etmiyor.ne güzel de konsantre olmuştum,azıcık severekten de çalışıyordum hem.
deviantart'a bakayım dedim.bi kaç arkadaşın güncellemelerine baktım.
bi arkadaş uzanmış çimlerin üzerine,bulutları seyrederken bi fotoğraf çekmiş(saykodelikzade ali paşam:) ) pek bi kıskandım. çekemedim. ben de istiyorum ya! nerde bu huzur! rahatlamak,kendimi birşey yapmak zorunda değilmiş*im gibi hissetmek istiyorum! dedi iç ses.
sonra da, ne tembel bişey oldun sen be* dedi...
cidden,ne tembel bişey oldum ben?
gidip test çözeyim...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder