14 Eylül 2009 Pazartesi

://fırtına









Şimdi, lütfen. Müzik çalarını(mp3 player de sen ona istersen),winampını,w.media playerını,ipodunu,telefonunu.

Her nerdeyse artık,o şarkının olduğu yere git.

Hangisi mi?

İsmi gibi, fırtına’ya.

Bu şarkı hakkında söylenmesi gereken çok şey var.hissettirdikleri gibi,çok.

Şebnem’in diğer şarkıları gibi aslında,hepsini teker teker incelemek gerekiyor.içlerinde emek var…

Şarkının geniş açılı kritiğini sona bırakarak,başa dönüyorum.

Ben cümlenin bu noktasındayken,sen okumaya ara ver ve şarkıyı aç.

Dünyada yalnızsın.

Gittiler.

Kimse kalmadı.

Göçtüler,ya da gittiler.

Yapayalnızsın.

Kafanı neye takacaksın?

Ölüm gibi değil mi?

Ama yaşıyorsun?

Sokağa çıktın.

Te

k başına koşuyorsun…

Nereye?

Neden?

Neyi neden isteyeceksin artık?

-------------------------------------------------------------------------------------------------------

Şebnem’in sesini duyana d

ek,gözlerini kapa.

------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Sus.

O konuşmaya başladı.

Kendini sözlere bırak.

O,tekrar sustuğunda, gözlerini tekrar aç.

Koşmaya devam ediyorsun.nefes almaya d

a.

Kimse yok.

Sadece sen varsın.

Ölüm gibi.

Tekrar kapa.

Dinle…nereye gidiyo

rsun?

Kendine rağmen…

Şimdi,ben komutu vermeden bunu yapmaya başladın.gözlerini kapadın,yine o boş sokaktasın.

Etraf tertemiz. Kimse yok,evet. Ama etrafta ölüler de yok.

Deniz kokusu… huzur…hiçlik var…

Bu dalgasız deniz,durgun. Aldatır… inanma…

Gözlerini aç.gerçek dünyadasın. Siren susmak üzere.

Şimdi şarkı bitti.tabii benim yazış hızımla senin okuyuş hızının aynı olması lazım bunun için, neyse.

--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

bu bir şarkı değil de,bir ayin müziği olmalıymış.ruhu gezindiren cinsten.

Şimdi söyle bana. Bu şarkıyı yazan,söyleyen,besteleyen insanı sen kimle,nasıl,ne yüzle kıyaslıyorsun?

Şebnem hakettiği yerde değil* deniliyor. Evet değil.

Evanescence ile,garbage ile, tr de,özlem tekin ile,aylin aslım ile yarıştırılabilir mi?

Hepsi kendi içinde başka evet.ama şebnem kraliçe.

Hayır,evanescence ile kıyaslayamazsın.o dünya çapında kabullenilmiş biri-diyorsun.

Kıyaslamıyorum.şebnem en iyisi de demiyorum.

O kraliçe.

Kıyaslanamaz.

Şebnem’in HERHANGİ bir şarkısını evanescence nin HERHANGİ bir şarkısıyla sabaha kadar kıyaslayabilirsin.

Müzikte eva bazen coşabilir.

Oysa içerikte, şebo’yu anlayamaz bile..:)

Şebnem’in şarkıları uyandırır,düşündürür,özletir,acı bi gülücük kondurur bazen yüzüne,bazen deli gibi ağlatır,bazen umut verir,bazen gezindirir…

Fırtına’yı baştan açıp dinleyeceksin bu yazının sonunda,biliyorum.eğer dinlediysen tabiiJbüyük ihtimal,ilk komuta uymadın ve yazı bitimini bekledin.

Lütfen sözlere dikkat et. Mümkünse, sözlerini bulup, oku.

Sonra da, gelip sezen aksu’dan başka, bu kadar iyi söz yazan kim var gel, söyle.(imagine’ı yarışa dahil etmiyorum,o zaten eşsiz bir şarkı:p)

Cevabın evanescence olmayacaktır:)

Popüler olanın ömrü kısa, kaliteli olanınkisiyse uzun olacaktır.

Şebnem, ilk albümünü yapalı çok oldu.sezen aksu’nun yardımıyla tabii. Bu zamana 5+1albüm sığdırdı.dolu dolu…

Ekim’de bambaşka dünyalarla yine geliyor…

Sizi bilmem, ama bana başka dünyalar tanıtmaya geliyor.

Perdeleri açmaya,duru olup,hep akmaya geliyor..:)

Başka düşlerle geliyor…çakıl taşlarını, onu onla-bunla kıyaslayanların yüzlerine ata ata…

Beyinlerde, kalplerde Fırtına yaratacak sözlerle geliyor…

Ekim’i bekleyin.. .)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder